7 Şubat 2008 Perşembe

Döviz

SGP hipotezi, döviz kurlarý ile enflasyon arasýndaki yakýn iliþkiden yola çýkarak Cassel tarafýndan ortaya atýlmýþtýr. SGP’nin dayandýðý mantýk oldukça basittir. SGP hipotezine göre, bir malýn (veya bir sepet malýn) fiyatý, ortak bir paraya çevrildiðinde, fiyatý bütün dünyada eþittir. Ýkinci olarak SGP’nin zayýf versiyonu da sürekli olarak fiyat eþitliðini þart koþmamakta ve ülkelerin enflasyon farklarý kadar döviz kurlarýnda oynama olacaðýný belirtmektedir. Biz burada SGP hipotezi üzerinde fazla durmadan, SGP hipotezinin gösterdiði kurun denge döviz kuru olup olmadýðýný tartýþacaðýz. Fakat önce döviz kurunun belirlenmesinde bu kadar popüler olan SGP hipotezinin, nasýl bir mekanizma ile denge kuru gösterdiðine deðinelim. Döviz kurlarý, mal fiyatlarýný ortak bir para birimine dönüþtürerek, uluslararasý piyasalarda ticareti yapýlan mallarýn (ve servislerin) arzý ve bunlara olan talebin dengeye gelmesini saðlar. Bir A ülkesinin fiyatlarýnda meydana gelen bir artýþ eðer döviz kurunda bir deðiþme olmazsa, ülkenin mallarýnýn, (önceki duruma) göre pahalý olacaðýný gösterir ve bu, A ülkesi için, piyasada fiyat artýþýndan önceki arz-talep dengesinin bozulmasý demektir. Dengenin yeni baþtan saðlanabilmesi için fiyatlardaki artýþ kadar, ülke parasýnda bir deðer kaybý olmasý gerekir. Böylece SGP hipotezinin denge kuru oluþur.

8 Ocak 2008 Salı

ELMAS FORMASYONU

Elmas formasyonu, bir diğer nispeten nadir olarak rastlanan bir modeldir ve genellikle piyasanın tepelerinde görülür. Bu model, iki değişik üçgen tipinin (simetrik ve açılan üçgenler) bir bileşimi olduğu için, özel bir modeldir. Şekil 6.6a'ya bir bakarsanız, elmasın ilk yarısının bir açılan üçgeni ve ikinci yarısının bir simetrik üçgeni andırdığını göreceksiniz.

İşlem hacmi, modelin ilk yarısında, fiyat salınımları genişledikçe artar ve formasyonun ikinci yarısında, fiyat salınımları daraldıkça düşer. Birbirinden uzaklaşan çizgileri ve birbiriyle birleşen trend çizgileri, bir elmasın grafik-resim'ine benzer. Bir süreklilik modeli olmaktan çok bir dönüş modelidir. Formasyonun ikinci yarısındaki yukarı-trend çizgisi aşağıya kırılınca da elmas formasyonu tamamlanmış olur. Aşağı doğru kopuşa normal olarak işlem hacminin artışı eşlik eder.



Şekil 6.6a Bir elmas formasyonu örneği görülüyor. Bu model genellikle bir zirve tersine dönüş modelidir. Modelin ilk bölümü genişleyen üçgene, ikinci bölümü ise simetrik üçgene benzer. Altta bulunan yukarıya doğru eğimli trend çizgisi kırıldığı zaman model tamamlanmış olur. Modelin en geniş yerindeki yüksekliğin ölçülüp, bu uzaklığın kopuş noktasından aşağıya doğru izdüşümü alınmakla fiyat hedefi bulunur.

Elmas Formasyonunun Ölçüm Tekniği

Elmas formasyonunun ölçüm tekniği, üçgen modellerinin ölçüm tekniğinin benzeridir. Modelin en geniş bölümünde düşey uzaklık ölçülür ve daha sonra kopuş noktasından aşağıya doğru bu uzaklığın izdüşümü alınır. Bazen, aşağı-trend yoluna devam etmeye başlamadan önce, alttaki direnç çizgisine kadar yaklaşan bir geri-dönüş hareketi ortaya çıkar.
Akımlar ve Teoriler Dünya Ekonomisi Ekonomistler Genel Kavramlar Teknik Analiz Türkiye Ekonomisi İletişim Anasayfa

HIZ-DİRENÇ TRENDİ

Bu teknik, trendi üçe bölen düşüncenin bir uyarlamasıdır. Hız-direnç çizgilerinin yüzde geri çekilme kavramından temel farklılığı; hız-direnç çizgilerinin, bir trendin yükselişinin veya düşüşünün oranını ölçmesidir (bir başka deyişle, trendin hızını ölçmesidir).

Bir yukarı-trend’in hız-direnç çizgisini çizebilmek için, yukarı-trend’in en yüksek noktası bulunur (Bkz. Şekil 4.21a). Grafikteki o noktadan, trendin başladığı bölgeye kadar grafiğin en altına doğru bir düşey çizgi çizilir. Bu düşey çizgi daha sonra üç eşit parçaya bölünür. Bundan sonra, trendin başladığı yerden çizdiğimiz düşey çizgide işaretlediğimiz 1/3 ve 2/3 seviyelerindeki iki noktaya doğru trend çizgileri çizilir.

Bir aşağı-trend’de, bu izlediğimiz yolun tam tersi yapılır. Bir aşağı-trend’de, trendin en düşük noktasından trendin başladığı noktaya kadar olan ara ölçülür ve düşey çizginin 1/3 ve 2/3‘deki noktalarına doğru trendin başladığı noktadan iki çizgi çizilir (Bkz. Şekil 4.21b).

Bir yukarı-trend’de her yeni yüksek seviye oluştuğunda ya da bir aşağı-trend’de yeni bir düşük seviye oluştuğunda, yeni çizgiler çizilmelidir (çünkü şimdi yeni bir tepe ya da yeni bir taban noktası vardır).



Şekil 4.21a Bir yukarı-trend’de hız-direnç çizgileri örneği görülüyor. Tepe noktasından trendin başlangıcına kadar olan düşey uzaklık üçe bölünmüştür. Bundan sonra, 1 noktasından 2 ve 3 noktalarına doğru iki trend çizgisi çizilir. Yukarıdaki çizgi 2/3 ve aşağıdaki çizgi 1/3 hız-çizgileri olur. Piyasanın düzeltme hareketleri sırasında bu çizgiler destek çizgileri olarak rol oynarlar. Bu çizgiler kırıldıkları zaman, geri dönüş hareketlerinde direnç çizgileri haline dönüşürler. Hız çizgileri, bazen fiyat hareketini ikiye böler.



Şekil 4.21c Şekilde, bir aşağı-trend’deki hız-çizgileri görülüyor.

Hız çizgisi yaklaşımının arkasında yatan kuram, %33 ve %66’lık geri çekilmeler yaklaşımına benzer bir yaklaşımdır. Eğer bir yukarı-trend düzeltmeye başlamışsa, düzeltme hareketi genellikle hız çizgilerinden üstteki çizgide durur (2/3’lük hız çizgisi). Eğer düzeltme bu seviyede durmazsa, hareket daha aşağıdaki hız çizgisine kadar sürer (1/3’lük hız çizgisi). Eğer aşağıdaki hız çizgisi de (1/3’lük hız çizgisi) kırılırsa, fiyatlar bir önceki trendin başladığı noktaya kadar düşmeye devam edebilir.

Bir aşağı-trend’de ise, alttaki hız çizgisinin (1/3’lük hız çizgisi) kırılması, üstteki hız çizgisine (2/3’lük hız çizgisi) doğru bir yukarı harekete işaret eder. 2/3’lük hız çizgisi de kırılırsa bu, trendin başlangıç noktasına kadar sürecek olan bir hareket yaratabilir.

Bütün trend çizgilerinde olduğu gibi, hız çizgileri de bir kez kırılınca bu çizginin rolü tersine döner. Yani, bir yukarı-trend’in düzeltmesi sırasında eğer üst hız çizgisi (2/3’lük hız çizgisi) kırılırsa ve fiyatlar 1/3’lük hız çizgisine kadar düşerse ve daha sonra 1/3’lük hız çizgisinden yukarı doğru bir hareket başlarsa, yukarıdaki hız çizgisi (2/3’lük hız çizgisi) direnç çizgisi haline dönüşür. Ancak, eğer yukarıdaki çizgide direnç görülmez ve bu çizgi kırılırsa bu, geçmiş tepelerin geçilebileceğinin bir sinyali olabilir. Aynı ilke aşağı-trend’ler için de geçerlidir.



Şekil 4.21c Aselsan’ın grafiğinde, yukarı ve aşağı-trend’lerde hız-direnç çizgilerinin neye benzediği görülüyor. Şubat ayının sonlarında 2/3 hız-çizgisinin kırılması Aralık-Mart yükselişinin sona erdiğinin işareti olmuştur. Nisan ayında düşüş trendinin 2/3 hız-çizgisinin kırılması, Şubat ayının sonundan Mart ayının sonuna kadar süren orta vadedeki düşüşün bittiğinin ilk işareti olmuş ve Ağustos ayında 1/3 hız-çizgisinin kırılması da yükseliş trendinin süreceğinin onayı olmuştur.



Şekil 4.21d 1/3 hız-çizgisi Bolu Çimento’ya güçlü bir destek sağlamıştır.
Akımlar ve Teoriler Dünya Ekonomisi Ekonomistler Genel Kavramlar Teknik Analiz Türkiye Ekonomisi İletişim Anasayfa

DÖVİZDE GERİÇEKİLME FORMASYONU

William D. (W.D.) Gann (1878-1955), yüzyılımızın ilk yarısında efsanevi bir hisse senedi işlemcisiydi. Elli yıllık iş yaşamında, işlemlerinde başarıyla kullandığı matematiksel ve geometrik ilkelerin kusursuz ve benzersiz bir bileşimini geliştirdi. İş yaşamının ikinci yarısında, kendi yöntemini yazmaya ve öğretmeye başladı.

Gann’in yaklaşımı fazlasıyla karmaşıktır ve kavranabilmesi de çok kolay değildir. Gann’in çalışmalarının büyük bölümü geleneksel grafik kavramlarına dayanır. O, gelecekteki direnç ve destek bölgeleri olarak tarihsel zirvelere ve tabanlara büyük önem veriyordu. Kırılan bir direncin destek ve kırılan bir desteğin de direnç haline dönüştüğünü özellikle vurguluyordu. %50 geri-çekilmeye çok fazla inananlardandı. Orijinal düşüncelerinden bazıları; kardinal kareler, fiyat ve zamanın karelerinin alınması ve geometrik açılar, idi.

Kardinal kare, bütün zamanlar içinde işlem görülen en düşük fiyattan ileriye doğru sayım yapılarak gelecekteki destek ya da direnç seviyelerine ulaşabilme yöntemiydi. Başlangıç fiyatı karenin merkezine yerleştirilir ve her bir yükselen fiyat saat yönünde olacak şekilde kareye yerleştirilir. Karenin "kardinal-haçı" bölümüne düşen sayılar (merkezde birleşen düşey ve yatay çizgiler), gelecekte muhtemelen destek ya da direnç seviyeleri olacaklardır.

Çember, üçgen ve kare Gann’i çok etkileyen geometrik biçimlerdi. Bir çember yüzeyini oluşturan 360 derece onun çalışmalarında belirgin olarak yer aldı. Gann, piyasanın gelecekteki dönüş noktalarının zaman hedeflerine ulaşabilmek için 360 dereceye uyumu kullandı.

Piyasanın gelecekteki dönüşü için Gann’in takvim günü sayımına ulaşabilmenin bir yolu, önemli zirvelerden ve tabanlardan ileriye doğru 30,90,120,180 ve 360 sayılarıyla sayım yapmaktır. Bu ileriye doğru olan takvim günleri, piyasanın gelecekteki dönüşlerini önceden belirleyebilir. Belirgin bir tabandan ya da zirveden bir yıl sonraki gün, fiyat hedefi olarak önemli potansiyel taşıyan bir gündür. Gann, 7 sayısıyla uyuşan zaman hedeflerine özel bir önem veriyordu.

Gann, kuramının temellerinin önemli bir bölümünü oluşturan zaman ve fiyat biçimlerinin birleştirilmesinde, bu her ikisi arasında belirli bir oransal ilişki görüyordu. Zirveleri ya da tabanları bulabilmek için kullandığı yöntemlerden biri, fiyat ve zamanın karelerinin alınmasına dayanıyordu -bu da, bir birim fiyatın bir birim zamana ne zaman eşitleneceğidir-.

Örneğin Gann, bir piyasada belirgin bir zirveyi alır, bu zirvedeki fiyatı bir takvim birimine (gün, hafta, ay ya da yıl) dönüştürür ve bu zaman dönemini ileriye doğru ölçerdi. Bu zaman dönemine ulaşıldığı zaman, fiyat ve zaman karesel olarak eşitlenmiş olur ve piyasanın dönmesi gerekirdi. Bir örnek olarak, piyasa eğer 100 birim seviyesinde belirgin bir zirveye ulaşmışsa Gann, ileriye doğru 100 gün, hafta, ay ya da yıl sayardı. Gelecekteki bu günler, muhtemel dönüş noktaları olarak belirlenirdi. Gann’in, fiyat ve zaman arasındaki oransal ilişkisi, bu tartışmada bizim de asıl ilgi alanımız olan, onun geometrik açılar kuramının temelidir.

GEOMETRİK AÇILAR ve YÜZDELER

Amacımız, Gann’in daha basit ve önde gelen ve bazı Gann kullanıcılarına göre de onun en değerli tekniklerinden birini, geometrik açıları tartışmaktır. Açı çizgileriyle bağlantı içinde, göreceli olarak basit olan bir başka kavramı, yüzde geri-çekilmeleri de tartışmamız içine sokacağız.

Tartışmamıza Gann yüzdeleriyle başlayalım. Gann fiyat hareketini sekize böler: 1/8, 2/8, 3/8, 4/8, 5/8, 6/8, 7/8, 8/8. Gann aynı zamanda fiyat hareketini de üçe böler: 1/3 ve 2/3. Aşağıdaki tablo, yukarıdaki kesitlerin yüzde eşdeğerlerini veriyor. 1/3 ve 2/3 yüzde parametrelerinin, sekize bölünmeler listesi içinde kendilerine ait yerlere sokulmuş olduklarına dikkat edelim.

1/8 = %12.5
2/8 = %25
1/3 = %33
3/8 = %37.5
4/8 = %50
5/8 = %62.5
2/3 = %67
6/8 = %75
7/8 = %87.5
8/8 = %100

Hemen farkedeceksiniz ki, ortadaki beş sayı -%33, %37.5, %50 ve %67- bize yabancı olmayan sayılardır. Gann’e göre %50 geri-çekilme en önemli olan yüzdeydi. Bu beş yüzde geri-çekilme aynı zamanda yüzde geri-çekilmeler içinde en ünlü olanlarıdır. %50’lik geri-çekilmeyi biraz genişletirsek, Fibonacci geri-çekilmelerinin de eşdeğeri olan, önem sırasına göre %37.5 ve %62.5’lik geri-çekilmeler sıradaki iki yeni yüzdedir. Dolayısıyla biz şimdi, Gann ve Elliott Dalga Kuramı’nı birleştirerek yolumuza devam ediyor oluyoruz. Bunlardan sonraki iki yüzde, Dow Kuramı’nın minimum ve maksimum geri-çekilme değerleri olan %33 ve %67 yüzdeleridir.

Gann, diğer yüzdelerin de piyasanın içinde olduklarına ancak daha az önemli olduklarına inanıyordu. Gann yelpazesi, piyasanın muhtemel dönüş noktaları olarak %75 ve %87.5’luk geri-çekilmeleri de belirler. %12.5 ve %25 gibi daha küçük geri-çekilmeler de piyasada bir rol oynayabilir. Ancak bu son dört sayı, bütün piyasa teknikçilerinin genel olarak kullandıkları %33 ve %67’lik geri-çekilmelerin sınırları dışındadır.

Gann’in geometrik açıları, bazı belirli açılarda, belirgin zirve ya da tabanlardan çizilen trend çizgileridir. Bu açılar, fiyat ve zaman arasındaki ilişki ile belirlenir. Gann’in en önemli açısı 45 derecelik açıdır. Bir yukarı-trend’de geometrik açı çizgileri, bir piyasa tabanından sağa ve yukarıya doğru çizilir. Bir aşağı-trendde bu çizgi, piyasanın bir zirvesinden sağ aşağıya doğru çizilir. Geometrik açı çizgisi, fiyat ve zaman birimleri arasındaki birebir ilişkiye dayanır. Diğer bir deyişle fiyatlar, her bir zaman birimi için (günlük çubuk grafik üzerinde genellikle bir hafta) bir fiyat birimi oranında yükselirler ya da düşerler.

45 DERECE ÇİZGİSİNİN ÖNEMİ

45 derece çizgisi, Gann’in ana yukarı ve aşağı trend-çizgilerini temsil eder. Fiyatlar yükselen çizginin üzerinde kaldığı sürece, bir boğa piyasası yürürlülüğünü sürdürüyor demektir. Fiyatlar alçalan çizginin altında kaldığı sürece de, bir ayı piyasası yürürlülüğünü sürdürüyor demektir. 45 derece çizgisinin kırılması genellikle, ana bir trendin tersine dönüşünün sinyali olur.

45 derece çizgisinin, fiyat ve zamanın kusursuz bir dengesini temsil ettiği görülebilir. Bir yukarı-trend’de eğer fiyatlar 45 derece çizgisine kadar düşerlerse bu durum, fiyatın ve zamanın kusursuz bir dengeye gelmiş olmaları anlamına gelir. Bu nedenle trend çizgisinin kırılması, bu ilişkideki ve trenddeki muhtemel bir değişikliğe işaret eder. 45 derece açıları kullanılarak, esas trend çizgisine paralel olacak şekilde, belirgin zirve ve tabanlardan kanal çizgileri de çizilebilir.

2’nin çarpanları olacak şekilde fiyat ve zaman birimleri birleştirilerek daha dik ya da daha düz olan geometrik trend çizgileri çizilebilir. 1x1 çizgisi 45 derece çizgisidir. 1x2 çizgisi, her bir zaman birimi için iki fiyat birimi artışı gösteren, 45 derece çizgisi üzerindeki bir sonraki daha dik olan çizgi olacaktır. Bu durum, zamana göre fiyatların iki kat arttığını gösterir. Bir sonraki daha dik çizgi, bir birim zamanda fiyatların dört kat arttığını gösteren 1x4 çizgisi olacaktır. Daha dik sayılar genel olarak kullanılmasa da, giderek dikleşen bu çizgiler 1x8’e kadar sürdürülebilir. (Bkz. Şekil 13.1)

45 derecelik yukarı-trend çizgisinin altındaki ilk düz çizgi, iki birim zamanda fiyatın bir birim ilerlediğini gösteren 2x1 çizgisidir. Daha da düz bir çizgi, fiyatın bir birim değişmesi için dört birim zamanı gösteren 4x1 çizgisi olacaktır. Aşağıdaki tablo, derece eşdeğerleriyle birlikte, azalan bir sıralamada çeşitli açı çizgilerini gösteriyor. İlk rakam zamanı ve ikinci rakam da fiyatı temsil ediyor. Bu, zaman x fiyat şeklinde de okunabilir.

1 x 8 = 82 1/2 derece
1 x 4 = 75 derece
1 x 3 = 71 1/4 derece
1 x 2 = 63 3/4 derece
1 x 1 = 45 derece
2 x 1 = 26 1/4 derece
3 x 1 = 18 3/4 derece
4 x 1 = 15 derece
8 x 1 = 7 1/2 derece

1x3 ve 3x1 çizgilerinin tabloda yer aldığına dikkat edelim. Gann, fiyat hareketini üçe bölen bu çizgilerin haftalık ve aylık grafiklerde daha yararlı olduklarını açıkça hissetmişti. Gann’in geometrik çizgileri, hız çizgileri ve Fibonacci yelpaze çizgilerine çok benzer biçimde kullanılır.

Bir yukarı-trend’de bu çizgiler destek, bir aşağı-trend’de ise direnç çizgileridir. Bir yukarı-trend sırasında bu çizgilerden birinin kırılması, bir aşağıdaki çizgiye kadar fiyatların düşebileceğine işaret eder. Bunun tersi olarak, fiyatların yukarıdaki bir çizgiyi kırmaları durumunda bir sonraki yüksek çizgiye kadar yükselmeleri beklenir. (Bkz. Şekil 13.2).



Şekil 13.1 Gann’in, zaman X fiyat geometrik açıları görülüyor. 45 derece çizgisi, zamanın ve fiyatın kusursuz bir uyum içinde olduğu en önemli trend çizgisidir. Böyle bir durum çoğunlukla bir trend dönüşünü belirler. Bu trend çizgileri destek ve direnç seviyelerine işaret eder. Çizgilerden biri kırıldığı zaman fiyatlar bir sonraki çizgiye kadar ilerlerler.



Şekil 13.2 İMKB Endeksi’nin grafiğine uygulanmış olan Gann trend çizgileri görülüyor. Grafiği sol tarafından çizilmiş olan yukarı-trend çizgilerinden 45 derecelik çizginin Mayıs ayında kırılmasından sonra fiyatların bir alt çizgiye kadar gerilemiş ve o çizgide destek görmüş olduklarına dikkat edelim. Yine fiyatların Temmuz ayındaki zirveden çizilen aşağı-trend çizgilerine doğru yükselmelerinde bu çizgilerde nasıl duraksadığına ve en yukarıdaki çizginin de kırılmasından sonra yukarı-trend’in nasıl hızlanmış olduğuna dikkat edelim.

GEOMETRİK AÇI ÇİZGİLERİNİN ve YÜZDE GERİ-ÇEKİLMELERİN BİRLEŞTİRİLMESİ

Bu iki teknik birlikte kullanıldıkları zaman daha etkilidirler. Önemli bir piyasa hareketi ortaya çıktıktan sonra, tüm fiyat dizisi sekize bölünebilir. Bu işlem, yerinde yüzde noktalarına sekiz yatay çizgi çizilerek yapılabilir. Bir yukarı-trend’de bu çizgiler trendin dip noktalarında destek sağlarlar. Bir aşağı-trend’de bu çizgiler muhtemel dirençleri temsil eder.

Gann kullanıcıları bu çizgileri grafik üzerine yerleştirmekle, önemli yüzde geri çekilmelerin gelecekte tam olarak nerede olduklarını bilebilirler. Gann sekiz değişik sayı kullanmış olsa da en önemlileri merkezin yanına, 3/8, 4/8 ve 5/8 noktalarına yerleşmiş olanlardır. Bu sayılar, %50 geri-çekilmeyi ve iki Fibonacci sayısını da kapsarlar. Geriye kalan parametrelerin önemi daha azdır ancak işlemci, bunların nerede olduklarını da en azından bilmelidir.
Akımlar ve Teoriler Dünya Ekonomisi Ekonomistler Genel Kavramlar Teknik Analiz Türkiye Ekonomisi İletişim Anasayfa

FİYAT BOŞLUKLARI

Fiyat boşlukları, fiyat grafiklerinde görülen, hiçbir işlemin olmadığı bölgelerdir. Örneğin bir yukarı-trend’de, o günkü fiyat, o gün içinde bir önceki günün en yüksek fiyat değerinin üzerinde bir değerin altına düşmez ve bir önceki günün fiyat aralığıyla o günün fiyat aralığı arasında bir boşluk oluşur.

Bir aşağı-trend’de, o günkü fiyat, o gün içinde bir önceki günün en düşük fiyat değerinin altında bir değerin üzerine çıkamaz ve bir önceki günün fiyat aralığıyla o günün fiyat aralığı arasında bir boşluk oluşur. Yukarıya doğru olan boşluklar piyasanın güçlü oluşunun sinyali, aşağıya doğru olan boşluklar ise piyasanın güçsüz oluşunun sinyalidir.

Boşluklar, uzun dönemli, haftalık ve aylık grafiklerde de görülür ve bu durum genellikle fazlasıyla önemlidir. Ancak boşluklar, günlük çubuk grafiklerde daha çok görülür.

Fiyat boşluklarının yorumuyla ilgili olarak bazı inanışlar vardır. Bunlardan sıkça duyulanlardan biri "fiyat boşluklarının her zaman doldurulduğu"dur. Bu açıkça doğru değildir. Bazı boşluklar önemli bazıları ise değildir. Bazı boşluklar doldurulur, bazıları da doldurulmaz.

Boşlukların Dört Biçimi

Boşlukların dört genel biçimi vardır: Genel boşluk, kopuş boşluğu, kaçış boşluğu (ya da ölçüm boşluğu) ve tükeniş boşluğu.

Genel Boşluk

Genel boşluk, boşluklar arasında en az öneme sahip olandır. Bu boşluk, genellikle işlem hacmi çok dar olan piyasalarda ya da yatay piyasaların ortalarında ortaya çıkar. İşlem hacminin oldukça sığ olduğu, piyasaya ilginin olmadığı dönemlerde bu tür genel boşluklar fiyat grafiklerinde ortaya çıkabilir. Teknik analizcilerin hemen tamamı genel boşlukları değerlendirmeye almaz.

Kopuş Boşluğu

Kopuş boşluğu, genellikle önemli bir fiyat modelinin tamamlanışında ortaya çıkar ve genellikle önemli bir piyasa hareketinin başlangıcı olur. Piyasa tabanda, örneğin ters omuz ve baş formasyonu gibi bir ana fiyat modelini tamamladıktan sonra, omuz çizgisinin kırılması çok zaman bir kopuş boşluğuyla gerçekleşir. Piyasanın tabanlarında ya da tepelerindeki bölgelerden önemli kopuşlar bu tip boşluklarla gerçekleşir. Bir trendin tersine dönüşüne işaret olan ana trend çizgisinin kırılması da bir kopuş boşluğuyla gerçekleşebilir.

Kopuş boşlukları, genellikle yüksek işlem hacmi ile gerçekleşirler. Kopuş boşlukları hiçbir zaman doldurulmazlar. Fiyatlar, boşluğun üst ucuna kadar geri dönebilir (boğa piyasalarındaki kopuşlar) ve belki boşluğun bir kısmını kapatabilir fakat yine de bir kısım boşluk doldurulmadan kalır.

Bir kural olarak, kapanış boşluğuna eşlik eden işlem hacmi ne kadar fazla olursa o boşluğun doldurulması o kadar güçtür. Gerçekte boşluk tamamıyla dolarsa, bu durum esas olarak yanlış bir kopuş sinyaline işaret eder. Yukarıya doğru olan boşluklar, daha sonraki düzeltme hareketlerinde destek alanları olarak rol oynarlar. Aşağı doğru boşluklarda ise bu boşluklar daha sonraki düzeltme hareketlerinde direnç bölgeleri olarak rol oynarlar.

Kaçış ya da Ölçüm Boşlukları

Fiyatlar, bir miktar yol aldıktan sonra, hareketin ortalarında bir yerde bir sıçrama daha yaparlar (ya da bir seri boşluk) ve bu sıçramalar, kaçış boşluğu olarak adlandırılan ikinci tip bir boşluk biçimini oluştururlar. Bu tip boşluklar, piyasanın fazlaca yüksek olmayan işlem hacmi ile çok fazla yorulmadan hareket ettiği bir durumu anlatırlar.

Kaçış boşlukları, yukarı bir trendde piyasanın güçlülüğünün, aşağı bir trendde ise piyasanın güçsüzlüğünün belirtisidir. Kaçış boşlukları da piyasanın daha sonraki düzeltme hareketlerinde destek alanları olarak rol oynarlar ve genellikle doldurulmazlar. Kopuş boşluğunda olduğu gibi, kaçış boşluğunun altına doğru bir hareket yukarı-trend’de olumsuz bir sinyaldir.

Kaçış boşluğu, aynı zamanda ölçüm boşluğu olarak da adlandırılır. Çünkü, bir trendin genellikle yaklaşık olarak ortalarında bir yerde ortaya çıkar. Trendin başladığı ya da kopuşun olduğu yerden, trendin o ana kadar aldığı yol ölçülerek, geriye kalan hareketin muhtemel uzunluğunun tahmini, o ana kadar alınan yol 2 ile çarpılarak belirlenebilir.

Tükeniş Boşluğu

Bu sonuncu tip boşluk, piyasa hareketinin sonlarına doğru ortaya çıkar. Bütün fiyat hedeflerine ulaşıldıktan sonra ve diğer boşluk cinsleri (kopuş ve kaçış boşlukları) tanımlandıktan sonra analizci, tükeniş boşluğunun oluşmasını beklemeye başlar. Bir yukarı-trend’in sonlarına yaklaşırken deyim yerindeyse fiyatlar, ölmek üzere iken ileriye doğru son bir sıçrama daha yaparlar. Ancak bu yukarı doğru sıçramalar hızla tükenir ve fiyatlar birkaç gün ya da bir hafta içinde geriye doğru düşerler. Fiyatlar bu son boşluğun altında kapanınca, tükeniş boşluğu ortaya çıkmış demektir. 4.24b’dan 4.24e’ye kadar olan şekiller, gerçek yaşamda boşlukların neye benzediğini görüntülüyor.



Şekil 4.24a Boşlukların üç biçimi görülüyor. Kopuş boşluğu tabandaki modelin tamamlanmış olduğunun sinyali olmuştur. Kaçış boşluğu yolun yaklaşık yarısında ortaya çıkmıştır (bu, kaçış boşluğuna neden ölçüm boşluğu da denildiğinin de açıklamasıdır). Yukarı doğru tükeniş boşluğunun arkasından, geride bir ada dönüş formasyonu bırakarak aşağı doğru bir kopuş boşluğu oluşmuştur.



Şekil 4.24b Tofaş Oto Fabrika’nın grafiğinde boşlukların hemen tümünün oldukça güzel örnekleri görülüyor.



Şekil 4.24c Tofaş Oto Ticaret’in grafiğinde boşluk biçimleri görülüyor.

Ada Dönüş Formasyonu

Bazı durumlarda bir yukarı-trend’de tükeniş boşluğu oluştuktan sonra, aşağı doğru da bir boşluk oluşmadan önce fiyatlar, bir hafta ya da birkaç gün dar bir aralıkta hareket ederler. Böyle bir durum geriye, etrafı suyla çevrilmiş bir adaya benzeyen, birkaç gün sürmüş olan bir fiyat hareketi bırakır. Yukarı doğru giderken oluşmuş olan tükeniş boşluğunu aşağı doğru bir kopuş boşluğu izler ve böylece oldukça önemli bir trend dönüşümünün sinyali olan "ada dönüş formasyonu" oluşmuş olur. Ancak tersine-dönüşün asıl önemli anlamı, trendin genel yapısı içinde, fiyatların nerede seyrediyor olduğuna dayanır.



Şekil 4.24d Yine çeşitli boşluk biçimleri görülüyor.



Şekil 4.24e Yasaş’ın grafiğinde boşlukların üç cinsi görülüyor.
Akımlar ve Teoriler Dünya Ekonomisi Ekonomistler Genel Kavramlar Teknik Analiz Türkiye Ekonomisi İletişim Anasayfa

DİKDÖRGEN MODELİ VE DÖVİZ

Dikdörtgen formasyonu, fiyatların iki yatay paralel çizgi arasında yana doğru hareket ettiği, trendin bir duraklamasını ifade eder. Dikdörtgen formasyonuna bazen işlem aralığı da denir. Dow Kuramı'nın sözlüğünde ise dikdörtgen formasyonuna çizgi denir. Her ne denirse densin, bu formasyon varolan trendin bir erteleme dönemini temsil eder ve çoğunlukla formasyon ortaya çıkmadan önceki trend yönünde çözülür. Tahmin değeri anlamında dikdörtgen formasyonunu, birleşen trend çizgileri yerine yatay trend çizgilerinin olduğu bir simetrik üçgene benzetebiliriz.



Şekil 6.9a Bir yukarı-trend’de bir boğa piyasası dörtgeni örneği görülüyor. Bu model "işlem aralığı" olarak da adlandırılır ve fiyatların iki yatay trend çizgisi arasında hareket ettiği bir durumu gösterir.

Yukarı ya da aşağı çizginin dışında gerçekleşen bir kapanış, dikdörtgenin tamamlanmış olduğuna işaret eder ve trendin yönünü gösterir. Ancak, dikdörtgen formasyonunun bir erteleme formasyonundan bir tersine-dönüş modeline dönüşüp dönüşmediği konusunda analizci her zaman uyanık olmalıdır. Örneğin, bir yukarı-trend’in görüldüğü Şekil 6.9.a'daki üçlü tepe muhtemelen tepede oluşan bir üçlü dönüş modeline benzetilebilir.



Şekil 6.9b Bir ayı piyasası dörtgeni örneği görülüyor. Dörtgenler çoğunlukla süreklilik modelleri olarak düşünülse de bir üçlü taban gibi tersine-dönüş modeli haline dönüşebilecekleri de unutulmamalıdır.

İşlem Hacmi Modelinin Önemi

Önemli bir ipucu, işlem hacmi modelinin incelenmesidir. Her iki yöne doğru olan fiyat dalgalanmaları oldukça geniş olduğu için analizci hangi hareketlerin yüksek işlem hacmiyle gerçekleştiğine dikkat etmelidir. Eğer yukarı hareketler daha yüksek işlem hacmiyle ve geriye dönüşler düşük işlem hacmiyle oluyorsa o zaman formasyon muhtemelen yukarı-trend yönünde süreklilik ifade eder. Yüksek işlem hacmi eğer aşağı doğru olan hareketlerde ortaya çıkıyorsa, o zaman bu durum muhtemel bir trend dönüşümünün uyarısı olarak değerlendirilebilir.



Şekil 6.9c Sabah Yayıncılık’ın grafiğinde bir boğa piyasası dörtgeni görülüyor

Diğer Benzerlikler ve Farklılıklar

Dikdörtgen formasyonu, oluşma süresi olarak üçgenlere ve takoz formasyonuna benzer biçimde, çoğunlukla bir aydan üç aya uzanan bir süre içinde oluşur. İşlem hacmi modeli diğer süreklilik modellerinden, büyük fiyat dalgalanmalarının diğer modellerde görülen olağan işlem hacmi düşüşünü engellemesi anlamında farklılaşır.

Dikdörtgen formasyonuna uygulanan en genel ölçme tekniği fiyat aralığının yüksekliğinin ölçümüne dayanır. Fiyat aralığının yüksekliği tepeden tabana ölçülür ve daha sonra bu uzunluğun kopuş noktasından izdüşümü alınır. Bu yöntem önceki bölümlerde değinilmiş olan düşey ölçüm tekniklerinin benzeridir ve piyasanın hareketliliğine dayanır.

Kopuşlar sırasındaki işlem hacmi ve geri dönüş hareketleri konusunda şu ana kadar söylenen her şey dikdörtgen formasyonu için de geçerlidir. Üst ve alt sınırlar yatay oldukları için ve bu şekilde daha iyi tanımlanabildikleri için dikdörtgen formasyonunda destek ve direnç seviyeleri daha iyi görülür. Bu, yukarı kopuşlarda, kopuşun olduğu fiyat seviyesinin daha ilerideki bir zamanda olabilecek bir geri-dönüş hareketinde bu seviyenin bir destek seviyesi olacağı anlamına gelir. Aşağı-trend’lerdeki bir aşağı doğru kopuştan sonra, bir önceki destek alanı bölgesi şimdi piyasanın herhangi bir yukarıya doğru tepki hareketinde bir direnç bölgesi haline gelmiştir.
Akımlar ve Teoriler Dünya Ekonomisi Ekonomistler Genel Kavramlar Teknik Analiz Türkiye Ekonomisi İletişim Anasayfa

DESTEK VE DİRENÇ

Şekil 4.3a Bir yukarı-trend’de yükselen destek ve dirençler görülüyor. 2 ve 4 noktaları genellikle bir önceki düzeltmenin tabanları olan destek seviyeleridir. 1 ve 3 noktaları daha önceki tepeler olan direnç seviyeleridir.



Şekil 4.3b Bir aşağı-trend’de destek ve dirençler görülüyor.

Tabanlar ya da bir başka deyişle geriye dönüşlerde oluşan düşük fiyat değerlerine destek denir. Destek terimi, satıcıların baskısına karşı alıcıların daha güçlü çıktığı bir piyasanın grafik üzerindeki seviye veya bölgesini anlatır. Böyle bir durum, bir düşüşün durduğu ve fiyatların yeniden hareketlendiği bir durumdur.

Direnç ise desteğin tersidir ve satış baskısının hakim olduğu, fiyatın yükselişinin geriye döndüğü, piyasanın üzerindeki bir alanı ya da fiyat seviyesini temsil eder. Bir direnç seviyesi, genellikle bir önceki tepe ile tanımlanır. Şekil 4.3a’da, 1 ve 3 noktaları direnç seviyeleridir. Şekil 4.3a bir yukarı-trend’i gösteriyor. Bir yukarı-trend’de destek ve direnç seviyeleri bir yükselen model ortaya çıkartırlar. Şekil 4.3b’de, alçalan tepe ve tabanlarıyla bir aşağı-trend görülüyor. Bir aşağı-trend’de, 1 ve 3 noktaları piyasanın altındaki destek seviyeleri ve 2 ve 4 noktaları da piyasanın üzerindeki direnç noktalarıdır.

Bir yukarı-trend’de direnç seviyeleri, o yukarı-trend’deki duraklamaları temsil eder ve bu seviyeler genellikle belli bir noktada geçilirler. Destek seviyeleri, bir aşağı-trend’de düşüşü sürekli olarak durdurabilmekte yetersiz kalırlar fakat düşüşü en azından geçici olarak kontrol edebilirler.

Trend kavramının tam olarak anlaşılabilmesi için destek ve direnç kavramlarının tam olarak kavranmaları gerekir. Bir yukarı-trend’in sürebilmesi için, birbirini takip eden her bir düşük seviyenin (destek seviyesinin) kendisinden bir önceki düşük seviyenin üzerinde olması gerekir. Daha yukarıda oluşan her bir yüksek seviye (direnç seviyesi) kendisinden bir önceki yüksek seviyeden daha yukarıda olmalıdır. Bir yukarı-trend’in düzeltmesinin dip noktası bir önceki düşük seviyeye kadar uzanırsa bu durum, yukarı-trend’in sonuna yaklaşıldığının ya da en azından bir yukarı-trend’den bir yatay trende geçildiğinin bir erken uyarısı olabilir. Eğer destek seviyesi kırılırsa, bu durumda trendin yukarıdan aşağıya dönüyor olduğu akla gelir.



Şekil 4.4a Bir trend tersine-dönüş örneği görülüyor. Fiyatların 5 noktasında, bir önceki 3 noktasındaki tepeyi geçemeyişi ve bunun ardından, 4 noktasındaki bir önceki düşük seviyenin kırılması, aşağı doğru bir trend tersine-dönüşü oluşturur. Bu tip bir modele "ikili tepe" denir.



Şekil 4.4b Trendin tersine-dönüşünün tabandaki bir örneği görülüyor. 5 noktasında, fiyatların 3 noktasındaki bir önceki tabanın altına düşmeyip tutunabilmesi çoğunlukla, bir tabanın ilk sinyali olur. 4 noktasındaki tepenin de geçilmesiyle taban onaylanmış olur.



Şekil 4.4c Tabanda ortaya çıkan bir tersine-dönüş’ün klasik bir örneği görülüyor.

Bir önceki direnç tepesinin her test edilişinde, yukarı-trend özellikle kritik bir aşamadadır. Bir yukarı-trend’de bir önceki tepenin geçilemeyişi ya da bir aşağı-trend’de bir önceki destek tabanının altına düşülmemesi genellikle, varolan trendin değişiyor olduğunun ilk sinyalidir.

4.4a’dan c’ye kadar olan şekiller klasik tersine-dönüş’lerin örnekleridir. Şekil 4.4a’da, 5 noktasında fiyatların bir önceki tepeyi (3 noktası) geçememiş olduklarına dikkat edelim. Bu tip tersine-dönüş, destek ve direnç seviyelerinin basitçe gözlenmesiyle tanınabilir.

Destek ve Direnç Seviyeleri Rollerini Nasıl Değiştirirler

Şu ana kadar "destek"i, bir önceki düşük seviye ve "direnç"i de bir önceki yüksek seviye olarak tanımladık. Ancak bu her zaman böyle olmaz. Bu durum bizi destek ve direncin az bilinen ve ilginç yönlerinden birine taşır: destek ve direnç, rollerini değiştirirler. Bir destek ya da direnç seviyesi anlamlı bir miktarda geçilirse, destek ve direnç rollerini değiştirir ve tam ters bir şekle dönüşür. Diğer bir deyişle, bir direnç seviyesi destek, bir destek seviyesi de direnç haline gelir. Bunun neden böyle olduğunu anlayabilmek için, destek ve direnç seviyelerinin ortaya çıkmasının arkasındaki psikolojiyi tartışmak yararlı olacaktır.

Destek ve Direncin Psikolojisi

Konuyu daha iyi açıklayabilmek için piyasaya katılanları üç kategoriye ayıralım: Uzun (long) pozisyon alanlar, kısa (short) pozisyon alanlar ve hiçbir pozisyonu olmayanlar. Uzun pozisyon alanlar kontrat satın almış olanlar, kısa pozisyon alanlar kendilerini satış tarafına bağlamış olanlar ve hiçbir pozisyon almamış olanlar da, kendilerini ya piyasanın dışında tutuyor olanlar ya da piyasaya hangi yönden gireceklerine henüz karar vermemiş olanlardır.

Piyasanın, bir süredir dalgalandığı bir destek noktasından yukarıya doğru hareket etmeye başladığını düşünelim. Uzun pozisyon almış olanlar (destek noktası yakınında alım yapmış olanlar) sevinçli fakat daha fazla alım yapamadıkları için de üzüntülüdürler. Uzun pozisyon almış olanlar, eğer piyasa alım yapmış oldukları destek noktasına yeniden gerilerse ancak o zaman uzun pozisyonlarına yenilerini ekleyebilirler.

Kısa pozisyonda olanlar bu anda kendilerinin piyasanın yanlış tarafında olduklarını fark ederler ya da en azından piyasanın doğru tarafında olduklarından şiddetle kuşkulanırlar. (Sözünü ettiğimiz destek alanından piyasanın ne kadar uzaklaşmış olduğu bu düşünceleri büyük şekilde etkiler.) Kısa pozisyonda olanlar, piyasadan çıkabilmek için, piyasaya girdikleri (kısa pozisyon aldıkları) destek alanına yeniden geri dönülmesi umudu içinde olurlar.

Açılmış olan hiçbir pozisyonları olmadan bir kenarda oturanlar iki gruba ayrılabilir. Birinci grup, hiçbir pozisyon açmamış olanlar ve şu ya da bu nedenle uzun pozisyonlarını destek alanında daha önceden tasfiye etmiş olanlardır. İkinci grup ise, destek bölgesinde açmış oldukları uzun pozisyonlarını kısa sürede tasfiye etmiş ve bu nedenle, satış yaptıkları noktadan pozisyonlarını yerine koyabilmek için yeni bir şansı umutla bekleyenlerdir.

Kararsız olan sonuncu grup, fiyatların yükseliyor olduğunun farkına varmıştır ve ilk alım fırsatında piyasaya uzun pozisyon alma yönünde girmeye karar vermiştir. Bu dört grubun tümü "bir sonraki dip noktada alım yapmaya" karar vermişlerdir. Bu dört grubun hepsinin piyasanın bu destek noktasında "kazanılmış hakları" vardır. Eğer fiyatlar bu destek bölgesine gerileyecek olursa, bu dört grubun hepsinin yeni alım yapmaları doğal olarak fiyatların yukarı gitmesinin maddi temeli olacaktır.

Destek bölgesinde ne kadar fazla alım-satım işlemi gerçekleşirse destek o derece fazla önem kazanır çünkü o bölgede daha fazla yatırımcının "kazanılmış hakları" vardır. Verili bir destek ya da direnç bölgesindeki işlem büyüklüğü üç yolla belirlenir: Destek bölgesinde geçirilen zamanın büyüklüğü, işlem hacmi ve işlem yoğunluğunun ne kadar yakın bir zamanda gerçekleşmiş olduğu.

Bir destek ya da direnç alanında fiyatlar ne kadar uzun süre kalırsa, bu alan o derece önem kazanır. Örneğin, fiyatlar yukarıya dönmeden önce eğer bir duraklama bölgesinde üç hafta yatay olarak hareket ederlerse bu destek alanı fiyatların bu bölgede üç gün yatay olarak hareket ettiği bir durumdan daha önemli olacaktır.

Destek ve direncin öneminin ölçümü için diğer bir yol işlem hacmidir. Eğer bir destek seviyesi yüksek işlem hacmiyle oluşursa bu daha çok sayıda sözleşmenin el değiştirdiğine işaret eder ve bu da bu destek seviyesini, çok az işlem gerçekleşmiş olduğu bir durumdan daha önemli bir şekle sokar.

Bir destek ya da direnç alanının önemini belirleyebilmenin üçüncü bir yolu, işlemlerin ne kadar yakın bir zamanda yoğunlaşmış olduğudur. Piyasanın hareketlerine yatırımcıların tepkileri ve yatırımcıların piyasada açtıkları ya da açamadıkları pozisyonlar konusuyla ilgilendiğimiz için, işlem yoğunluğunun zamanı önemlidir. İşlem yoğunluğu ne kadar yakın tarihlerde gerçekleşmiş ise, o destek ya da direnç seviyesi de o kadar güçlü olur.

Şimdi bu tabloyu tersine çevirelim ve fiyatların yukarıya doğru değil aşağıya doğru hareket ediyor olduklarını düşünelim. Bir önceki örnekte, fiyatlar yukarıya doğru hareket ettikleri için piyasaya katılanların birleşik tepkisi, her aşağıya doğru fiyat hareketinin yeni alımlarla karşılaşmasına (böylece yeni destek oluşmasına) neden olur. Ancak, eğer fiyatlar düşmeye başlar ve önceki destek alanının altına inerlerse yatırımcıların tepkisi tersine döner. Destek bölgesinde alım yapmış olanlar şimdi yanlışlık yapmış olduklarını fark etmişlerdir. Bu durumda yatırımcılar ya ek olarak yeni marjin parası ödeyecekler ya da pozisyonlarını kapatacaklardır.

Başlangıçta önceki desteği ortaya çıkaran şey, piyasadaki alım emirlerinin baskınlığıydı. Ancak şimdi, önceki alım emirlerinin tümü satım emirlerine dönüşmüştür. Destek, direnç haline dönüşmüştür. Daha da önemli olan, en yeni olan ve daha fazla işlem hacminin gerçekleşmiş olduğu daha güçlü önceki destek seviyesi şimdi direnç bölgesine dönüşmüştür.

Piyasaya katılmış olan üç kategorideki yatırımcılarca ortaya çıkarılmış olan desteğin bütün etkenleri (uzun pozisyon almış olanlar, kısa pozisyon almış olanlar ve hiçbir pozisyon almamış olanlar), şimdi fiyatların üzerinde, gelecekteki yukarıya doğru fiyat çıkışlarında bir çatı olarak işlev görecek hale dönüşmüşlerdir.

Burada biraz durmak ve teknik analizcilerce kullanılan fiyat modellerinin ve destek ve direnç gibi kavramların neden yararlı oldukları üzerinde düşünmek yararlı olacaktır. Bu araçların işe yaramaları, grafiklerin ürettiği ya da grafikler üzerine çizilmiş bazı çizgilerin bir takım sihirleri değildir. Bu araçların işe yaramaları, piyasaya katılanların gerçekte ne yapıyor olduklarını ve onların piyasadaki olaylara olan tepkilerini belirleyebilmemizi sağlamalarındandır.

Grafik analizleri, gerçekte insan psikolojisinin ve değişen piyasa koşullarına yatırımcıların tepkisinin (reaksiyonunun) incelenmesidir. Piyasaların çok hızlı geliştiği bir dünyada yaşadığımız için ne yazık ki biz grafik terminolojisine çok fazla dayanma eğilimi içinde oluyoruz ve grafikteki resimleri başlangıçta ortaya çıkartan temel güçleri kestirme ifadelerle atlıyoruz. Destek ve direnç seviyelerinin fiyat grafikleri üzerinde niçin belirlenebildiği ve piyasa hareketlerinin tahmininde kullanılmalarının niçin yardımcı olduklarının güçlü psikolojik nedenleri vardır.

Desteğin Dirence, Direncin Desteğe Dönüşmesi: Geçilme Derecesi

Bir destek seviyesi, anlamlı bir miktarda geçilirse direnç seviyesine, bir direnç seviyesi de anlamlı bir miktarda geçilirse destek seviyesine dönüşür. Şekil 4.5a ve c, sadeleştirilmelerinin dışında 4.3a ve b şekillerinin benzeridir. Şekil 4.5a’da, fiyatlar yükseliyorken, gerileme hareketinin 1 noktasındaki tepe seviyesindeki 4 noktasında durmuş olduğuna dikkat edelim. 1 noktasındaki önceki tepe, bir direnç seviyesiydi fakat 3 dalgasıyla kesin şekilde kırıldıktan sonra, önceki direnç tepesi bir destek seviyesi haline dönüşmüştür.

1 dalgasının tepesi yakınlarındaki önceki "satışların" tümü (direnç seviyesini oluşturan) şimdi "alışa" dönüşmüştür. Düşen fiyatları gösteren 4.5b’deki şekilde, 1 noktası (önceki destek seviyesi) 4 noktasında artık bir direnç seviyesine dönüşmüştür.



Şekil 4.5a Bir yukarı-trend’de, direnç seviyeleri anlamlı bir oranda geçilirse (kırılırsa) o direnç seviyeleri destek seviyelerine dönüşür. Şekilde, 1 noktasındaki direnç kırılınca o direncin fiyata 4 noktasında destek sağladığı görülüyor. Bir önceki tepeler, takip eden düzeltmelerde destek seviyeleri olurlar.



Şekil 4.5b Bir aşağı-trend’de, kırılan destek seviyeleri, takip eden düzeltmelerde, direnç seviyeleri haline dönüşürler. Şekilde, 1 noktası ile gösterilen destek seviyesinin daha sonra 4 noktasında direnç seviyesi haline geldiği görülüyor.



Şekil 4.5c Temmuz ayının sonlarına doğru oluşmuş olan direncin kırıldıktan sonra destek haline dönüşmüş olduğuna dikkat edelim. Geçilmiş olan ağustos ayının tepe noktaları da gelecekteki düzeltme hareketlerinde destek sağlayacaklardır.

Daha önce değindiğimiz gibi fiyatların, destek ya da dirençten ayrıldığı uzaklığın büyüklüğüyle orantılı olarak o destek ya da direncin önemi artar. Bu durum, destek ya da direnç seviyesi geçilip de rolleri tersine döndüğü zaman daha da geçerlidir. Örneğin, destek ve direnç seviyelerinin ancak anlamlı uzaklıkta geçildikleri zaman rollerinin tersine döndüğünü söylemiştik. Pek iyi, "anlamlı uzaklığı" ortaya çıkartan şey nedir?

Burada, geçilmenin anlamlı uzaklıkta olup olmadığını belirlemede bir miktar öznellik vardır. Bazı grafikçiler, özellikle ana destek ve direnç seviyeleri için %10’luk bir geçilme ölçütü kullanırlar. Kısa dönemli destek ve direnç alanları muhtemelen %3 ya da 5 gibi daha küçük sayılar gerektirirler.

Gerçekte her analizci, anlamlı miktarda geçilmeyi neyin oluşturduğuna kendisi karar vermelidir. Ancak, destek ya da direnç alanları yalnızca, piyasaya katılanların yanlışlık yaptıklarına ikna olacakları kadar piyasanın yeterince yol alması durumunda rollerini tersine çevirirler.

Destek ve Direnç Alanları Olarak Yuvarlak Sayıların Önemi

Yuvarlak sayıların, fiyatın yukarı çıkışını ya da aşağı düşüşünü durdurma eğilimleri vardır. İşlem yapanların, fiyat hedefleri ve bu fiyat hedeflerine göre davranma şeklinde, 10, 20, 25, 50, 75, 100 (ve 100’ün katları) gibi önemli yuvarlak sayılarla düşünme eğilimleri vardır. Dolayısıyla bu yuvarlak sayılar, "psikolojik" destek ya da direnç seviyesi olarak rol oynarlar. İşlem yapan bir kişi bu bilgiyi, önemli bir yuvarlak sayıya yaklaşıldığı sırada pozisyonunu kapatarak karlarını realize etme yönünde kullanabilir.
Akımlar ve Teoriler Dünya Ekonomisi Ekonomistler Genel Kavramlar Teknik Analiz Türkiye Ekonomisi İletişim Anasayfa