8 Ocak 2008 Salı

dövizde momentum kavramı

Momentum kavramı, osilatör analizleri içinde temel bir önem taşır. Momentum, fiyatların değişim oranını ölçer. Sabit bir fiyat aralığı alınarak fiyatın değişimi ölçülür. 10 günlük bir momentum çizgisi çizebilmek için, son günün kapanış fiyatından on gün önceki kapanış fiyatı çıkartılır. Elde edilen artı ya da eksi değer, bir yüz çizgisi etrafına işaretlenir. Momentumun formülü;

M = 100(V - VX)'dir.

Bu formülde, "V" en son günün kapanış fiyatı, "VX" de, X gün öncesinin kapanış fiyatıdır.

Eğer son günün kapanış fiyatı, on gün öncesinin kapanış fiyatından daha büyük olursa, yüz çizgisinin üzerine bir artı değer eklenecektir. Eğer en son günün kapanış fiyatı, on gün öncesinin altında olur ise, yüz çizgisinin altına bir eksi değer eklenecektir.

10 günlük momentum çok kullanılan bir zaman periyodu olsa da, herhangi bir zaman periyodunu da pek doğaldır ki kullanabiliriz. Daha kısa dönemli (5 günlük gibi) bir momentum daha hassas bir çizgi oluşturur. Daha uzun dönemli (20 günlük gibi) bir momentum, osilatörün salınımlarının daha yumuşak olduğu, daha düz bir çizgi oluşturur.

Momentum, Yükseliş ya da Düşüşün Oranını Ölçer

Momentum göstergesinin neyi ölçtüğü konusunun üzerinde biraz daha duralım. Bir zaman aralığı için fiyat farklılıklarını çizmekle, yükseliş ya da düşüşün oranı ölçülmüş olur. Fiyatlar yükseliyor ise ve momentum çizgisi yüz çizgisinin üzerine çıkmış ve yükseliyor ise bu, yukarı-trend’in ivme kazanıyor olduğu anlamına gelir.

Yukarıya doğru tırmanmakta olan momentum eğer düzgünleşmeye başlarsa bu, fiyattaki yeni artışların, 10 gün önceki artışlarla aynı olduğu anlamına gelir. Böyle bir durum, fiyatlar hala ilerliyor olsa da, yükseliş oranının (ya da ivmenin) aşağı düşmesi anlamına gelir. Momentum çizgisinin yüz çizgisine doğru düşmeye başlaması, fiyatların yukarı-trend’i hala yürürlükte olsa da giderek ivme kaybettiğini anlatır. Yukarı trend artık momentum kaybediyordur.

Momentum çizgisi, yüz çizgisinin altına düştüğü zaman, en son günün kapanışı 10 gün önceki kapanışın altına düşmüş demektir ve kısa dönemli bir aşağı-trend’in etkili olduğundan söz edebiliriz. Momentum, yüz çizgisinin altındaki hareketini daha aşağılara doğru sürdürürse, aşağı-trend momentum kazanır. Ancak momentum çizgisi yeniden yükselmeye başladığı zaman analizci aşağı-trend’in ivme kaybettiğini bilebilir.

Momentumun iki zaman aralığı arasındaki fiyat farklılığını ölçtüğünü akılda tutmak önemlidir. Momentum çizgisinin yükselebilmesi için son günün kapanış fiyatı 10 gün önceki kapanış fiyatının üzerinde olmalıdır. Eğer fiyatlar 10 gün önceki fiyatlarla aynı olarak kalırsa, bu durumda momentum çizgisi düz bir çizgi olacaktır. Eğer en son günün kapanış fiyatı, 10 gün öncesinin kapanış fiyatının altında olur ise, fiyatlar hala yükseliyor olsa da, momentum çizgisi düşmeye başlayacaktır. Bu, momentum çizgisinin, fiyat trendinin o andaki yükselişinin ya da düşüşünün ivme kazanması ya da kaybetmesini ölçmesidir.

Momentum Çizgisi Fiyat Hareketine Öncülük Eder

Momentum çizgisi fiyat hareketinin her zaman bir adım önündedir. Momentum çizgisi fiyatlardaki yükselişin ya da düşüşün birkaç gün önünde gider, daha sonra, varolan trend halen hareketini sürdürürken o ivme kaybetmeye başlar ve daha da sonra, fiyatlar ivme kaybetmeye başladığı zaman fiyatların aksi yönünde hareket etmeye başlar.

Alım ya da Satım Sinyali Olarak Yüz Çizgisinin Geçilmesi

Momentum grafiğinin bir yüz çizgisi vardır. Teknik analizcilerin pek çoğu, yüz çizgisinin geçilmesini bir alım ya da satım sinyali olarak kullanırlar. Yüz çizgisinin yukarıya doğru geçilmesi bir alım sinyali, aşağıya doğru geçilmesi ise bir satım sinyalidir. Ancak burada, ana trend analizlerinin esas analiz olduğu bir kere daha vurgulanmalıdır.

Osilatör analizleri, varolan piyasa trendinin aksi yönünde işlem yapmanın bir özrü olarak kullanılmamalıdır. Alım pozisyonu ancak, piyasanın trendi eğer yukarıya doğru olursa ve momentum çizgisi yüz çizgisini yukarıya doğru keserse açılmalıdır.

Bir Yukarı ya da Aşağı Sınırın Var Olmasının Gerekliliği

Momentum çizgisi ile ilgili bir sorun, daha önceden düzenlenmiş olan bir yukarı ve aşağı sınırın olmayışıdır. Daha önce, osilatör analizlerinin asıl değerinin, piyasaların ne zaman ekstrem bölgelerde olduğunu belirleyebilmek olduğunu ifade etmiştik. Fakat, momentum çizgisinde hangi yükseklik "çok yüksek" ve hangi düşük değer "çok düşük"tür? Bu sorunu çözebilmenin en basit yolu, gözle yapılan incelemedir. Momentum çizgisinin geçmişteki grafiği incelenerek, onun üst ve alt değerlerinden yatay çizgiler çizilebilir.

Diğer bir teknik, momentum çizgisini normalize etmektir. Bu teknik, +1 ve -1 gibi bir aralığa girebilmesi için momentum çizgisinin değerinin bir sabit bölen ile bölünmesidir. Bunu yapabilmenin en kolay yolu, en son momentum değerini, incelenen zaman değeri içinde mümkün olan maksimum değer ile bölmektir. Örneğin on günlük bir momentum çizgisinde, son günün momentum değeri alınır ve bu değer 10 ile çarpılmış (momentum çizgisinin uzunluğu) bir limit harekete bölünür.

Sonuç, ele alınan zaman dönemi içinde bir piyasanın hareket edebileceği maksimum miktarın bir yüzdesi olacaktır ve +1 ile -1 aralığına girilecektir. Bu işlemler yapıldıktan sonra, "tehlikeli bölgeler"in nereler olduğunu önceden görebilmek mümkün hale gelir.

Böyle bir bant tanımlandıktan sonra, "tehlikeli bölgeler" değişik şekillerde belirlenebilir. Bunun bir yolu, yüz çizgisinin altında ve üzerindeki hareketlerin yüzdelerini ölçmektir diğer bir yol, bütün değerlerin %95'inin aşağı ve yukarı sınırlar içinde kalacağı şekilde, yüz çizgisinin altında ve üzerinde iki standart sapma ölçmektir. Bu düzeylerin ötesine taşan bir hareket, aşırı-alım ya da aşırı-satım koşullarının ortaya çıkmış olduğunun bir uyarısı olacaktır. Bütün bunları yapmaktaki amaç, fiyat salınımlarını kapsayan üst ve alt sınırları, bu sınırlar geçildiğinde piyasanın uç bir değere erişmiş olduğunu belirleyebilecek ve piyasanın değişebileceği konusunda bir uyarı alabilecek şekilde belirleyebilmektir.

Bir momentum çizgisini normalize edebilmek için limit hareketin bir bölen olarak kullanımının bazı kusurları vardır. Bunun bir sonucu olarak teknik analizciler, bölen olarak kullanabilecekleri daha sofistike istatistiki araçlarla denemeler yapmışlardır.

Donald R.Lambert, kendi Commodity Channel Index (CCI)'sını çizerken, bölen olarak ortalama sapmayı kullanmıştı. Lamberd'in CCI'sı esasen bir osilatör olarak geliştirilmemiş olsa da, bölen olarak limit hareketin yerine ortalama sapmanın kullanılması düşüncesi osilatör analizlerine de uyarlanabilir. Açıkça amacının dışında olmasına karşın, bazı teknik analizciler CCI'yı bir osilatör olarak kullanırlar. Welles Wilder'ın Göreceli Güç Endeks’i (RSI) ve George Lane 'in stokastiğinde üst ve alt sınırların belirlenebilmesi sorunu daha geçerli şekilde ele alınmıştır.

Hiç yorum yok: